30 Aralık 2011 Cuma

Sene sonu değil sezon sonu

Yıllardır futbolda sezon arasının 40 günden fazla yaşandığı Türkiye’de, bu süre bu sezon malum sebeplerden ötürü 2 haftaya düştü. Maçların bitmesiyle seneyi özetleyen “2011 Yılında Futbolda Yaşananlar” programları” TV programlarının yayın akışında yerini alıyor. Bu tarz programlar bende hep kekremsi bir tat bırakmıştır. Programda Ocak ayından itibaren (doğal olarak bir önceki sezonu kısmi olarak kapsayarak) yaşananlar anlatılır. Zaten ilk anda bir “ne uzak dönemden bahsediyor” hissi doğar. Anlatılanların bu yıl yaşandığını idrak etmek biraz zordur. Üstüne üstlük sezonun başlangıç kısmı da anlatılmadığı için kopuk bir kompozisyon sunar. Ardından Temmuz ayı ile başlayan ve içinde bulunulan sezonu kapsayan bölüm başlar. Bu nokta aslında izleyicinin programa ısınmaya başladığı andır. Transfer döneminin ve sezonun ilk yarısının anlatılması ile Aralık ayının sonuna ulaşılır. Ancak Temmuz-Aralık ayını izlerken, izleyici aynı zamanda henüz devamı yazılmamış senaryo gibi hisseder. 2 ayrı yarı film olarak program sona erer.

Bu tarz programlar yıl sonu yerine sezon sonu yapıldığı taktirde daha bir kompakt yapıya sahip olmakla birlikte futbol sezonunun sonunda tansiyonun düştüğü noktada daha sağlıklı ve sakin bir şekilde izlenilirliğini sağlayabilir.

Not: Bu yazının taslak halini oluşturduktan sonra okuduğum Uğur Meleke'nin -ki kendisini merakla takip ederim- bugünkü yazısında 2011'in enlerine dikkat çekilmiş.(http://spor.milliyet.com.tr/guzel-bir-yil/spor/sporyazardetay/29.12.2011/1481790/default.htm) Yazıda bahsedilen kişi veya olayların hemen hepsi yılın 2. yarısına yani 2011-12 sezonunda ait (İvan Ergiç hariç) Yılın ilk aylarındaki futbol gelişmelerinin çok eski hissi uyandırmasına bir örnek olarak bu yazının gösterebileceğini düşünüyorum.

26 Aralık 2011 Pazartesi

Fikstür Avantajı 17. hafta 2011-12

İlk yarısı biten 2011-12 sezonunun sonunda ortaya çıkabilecek tablo aşağıda yayınlanmıştır. Sezon sonu sıralaması ile ilgili tahminin üzerine oturduğu temeller şunlardır:

  • Takımların güçleri ve performansları. Buna göre: 
    • 1. grup: Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray ve Trabzonspor
    • 2. grup: Eskişehirspor, Mersin İY, G.Birliği, Manisaspor ve İstanbul BŞB
    • 3. grup Kayserispor, Sivasspor, Antalyaspor ve Bursaspor
    • 4. grup G.Antepspor, Orduspor, Samsunspor, Karabükspor ve Ankaragücü
  • Oynanmamış maçlarda alınabilecek puan hesaplanırken kendi grubundaki takımların o maçta almış olduğu puanların ortalaması hesaba katılır:
    • Örnek: 18. haftada F.Bahçe, Orduspor ile deplasmanda oynuyor. F.Bahçe'nin grubundaki takımların Ordu deplasmanında aldığı puanların ortalaması 3'tür. (F.Bahçe'nin grubundakilerden sadece G.Saray Orduspor ile deplasmanda oynamıştır)
  • Bu puanlar tek tek toplanarak aşağıdaki tablo oluşturulur.

20 Aralık 2011 Salı

Sadece F.Bahçe Ülker yenilmedi

Euroleague'de son haftaya girerken GS Medical Park ve Anadolu Efes Top16'ya kalmayı garantilerken FB Ülker Bilbao Baskets'e yenilerek gözünü son haftaya dikmek durumunda kaldı. Halbuki içerde oynadığı bu maçı kazansa şu anda A grubunda çıkan 4 takım da belli olacaktı. Bugünkü tabloda Cantu ve Olimpiakos olası ihtimallerin tamamında gruptan çıkmayı garantiledi. Bunun yanında FB, Bilbao ve Caja Laboral takımlarından maçını kazanan gruptan çıkıyor. FB Ülker, kaybetmesi halinde ise Bilbao'nun kaybetmesini beklemek durumunda. Caja Laboral ise yine kaybetmesi durumunda FB Ülker'in mağlubiyetini bekleyecek.
Bu kadar karışık hesaplar içinde özet olarak:
Olympiakos: 100
Cantu: %100
FB Ülker: %75 (galibiyet veya Bilbao'nun kaybetmesi)
Caja Laboral:%75 (galibiyet veya FB Ülker'in kaybetmesi)
Bilbao Baskets: %50 (galibiyet)