22 Mart 2012 Perşembe

Fenerbahçe-Bursaspor (Nam-ı Diğer Geri Dönüşler)

Ne zaman bir Fenerbahçe-Bursaspor maçı olsa herhalde bundan sonra ilk akla gelecek maç 22 Şubat 2010’da oynanan ve Fenerbahçe’nin ilk 20 dakikada 2-0 öne geçtikten sonra son 10 dakikada yediği 2 golle 3-2 yenildiği maç akla geliyor ki Bursaspor’un şampiyonluğunun en önemli adımıydı belki de. Ancak bu maç bugüne kadar oynanan Fenerahçe-Bursaspor geri dönüşlerinin en göze çarpanıydı. Bu maçı bence ayrı bir yazıda değerlendirmek gerekir, bu yüzden bu yazıda yer vermedim. Peki iki takım arasındaki maçlarda başka geri dönüşler oldu mu? Bu maçlara ufak bir göz atalım.

25.03.1990 Bursaspor-Fenerbahçe 3-2
Fenerbahçe, ligin 25. haftasında lider ve Bursa deplasmanına çıkıyor. Yılmaz Vural’ın Teknik Direktörlük’teki ilk yılları. Maçta ilk yarım saatte Fenerbahçe Hakan (Tecimer) ve Şenol 3’ün(Ulusavaş) (o dönem oyuncular soyadlarından ziyade Küçük Şenol, Büyük Şenol ve Şenol 3 şeklinde anons ediliyordu. Bu konu ayrı bir yazı konusu olabilir.) golleriyle 2-0 üstünlüğü ele geçirdi. 2. yarıya hızlı başlayan Bursaspor, Küçük Erhan’la (Kiremitçi) önce 49‘da skoru 2-1 yapıyor, sonra da 65’te 2-2’yi buluyordu. Maçın bitimine 9 dakika kala yine K.Erhan skoru 3-2’ye taşıyor ve Schumacher’e 3 gol atan oyuncu sıfatını ele geçiriyordu. Erhan Kiremitçi daha sonra Karşıyaka’ya transfer olduktan sonra orada iz bırakan oyuncu oldu. Profesyonel olarak en son 1995 yılında Bakırköyspor’da forma giydi. Bir dönem de plaj futbolu antrenörlüğü yaptı.

20.05.1992 Fenerbahçe-Bursaspor 1-3
Bu maçtan sonra uzun yıllar Fenerbahçe üstünlüğüyle geçti bu 2 takımın oynadığı maçlar. Bursaspor 10 sene içinde oynanan resmi maçlarda Fenerbahçe’yi 3 kere mağlup edebildi ki bunların 2’sinde başında Yılmaz Vural vardı. Bu 3 maçtan en önemlisi 1992 yılında oynanan Başbakanlık Kupası maçı oldu. O sezon ligi 2. bitiren Fenerbahçe ile kupada finalde Trabzonspor’a karşı dramatik bir şekilde (kendi sahasında ilk maçı 3-0 kazandıktan sonra deplasmanda 5-1 yenilerek) kaybeden Bursaspor arasında Ankara’da oynanan maçta Fenerbahçe Aykut Kocaman ile 3. dakikada 1-0 öne geçse de Bursaspor 20. dakikada penaltıdan Ali Nail (Durmuş), Hakan (Şükür – kendisine Torino’ya transfer oluncaya dek genelde sadece ismiyle hitap edilmiştir-) ve Vedat'ın (Vatansever) golleriyle maçı 3-1 kazandı. Bu maç Hakan Şükür’ün Bursaspor’da oynadığı son maç olup sonrasında Galatasaray’a transfer oldu. Ayrıca Ali Nail Durmuş da bu maçtan 2 sene sonra Pingel ile birlikte Fenerbahçe'nin yolunu tuttu.

08.05.1999 Bursaspor-Fenerbahçe 1-3
Bursaspor’un uzun süre sonra küme düşme hattına yaklaştığı 1997-98 sezonunun 31.haftasında bu 2 takım Bursa'da karşı karşıya geldi. Bursaspor 29. dakikada Ender Alkan ile (aslında top savunmaya da çarptı) 1-0 öne geçerken, Fenerbahçe devre sonuna doğru –daha sonra Bursaspor’da 1 numaralı formayı da giyen- Mosheu’nin taşıdığı topta Verasanoviç’in kendi kalesine attığı golle beraberliği sağladı. 2. yarıda 73.dakikada Faruk Yiğit’in ortasında Sergen Yalçın kafa ile durumu 2-1’e getirdi. Faruk Yiğit için ilginç olduğunu düşündüğüm bir tespit de şöyle: Kendisi Bursa’nın Orhangazi ilçesinden ve futbol hayatı boyunca oynadığı takımlarda (Boluspor, Kocaelispor ve Fenerbahçe) Bursaspor’a karşı genelde iyi bir performans göstermişti. Bu arada maçta da son sözü Boliç’in pasıyla topla buluşan Sergen Yalçın söylemişti. Bu maç kısa Fenerbahçe serüveninde Sergen’in belki de en iyi performans gösterdiği maçtı.

05.12.1999 Fenerbahçe-Bursaspor 2-2
2 takım için de pek iyi geçmeyen bu sezonun 11. haftasında E5 tarafındaki kale arkası tribünü inşaat halinde olan Fenerbahçe stadında bu 2 takım karşı karşıya geldi. Fenerbahçe maçın ilk yarısını Boliç (32) ve Moldovan’ın (42)golleri ile 2-0 önde tamamladı. 2.yarının başında Tolunay Kafkas kırmızı kart gördü ve Bursaspor 10 kişi kaldı. Ardından Bursaspor Mohamed (59) ve Murat Sözkesen (80) ile skoru 2-2’ye getirdi. Bu maçın ardından Fenerbahçe’de Rıdvan Dilmen’den sonra 6. haftada göreve gelen Zeman’ın koltuğu iyice sallanmaya başladı. Maçta skor 2-1’ken net bir pozisyondan yararlanamayan Sergen Yalçın da maç sonrasında sözleşmesi feshedildi.

07.04.2000 Bursaspor-Fenerbahçe 2-1
Bursaspor’un yine düşme korkusu yaşadığı sezonda 3. kez Yılmaz Vural ile yola çıkmıştı. Maçın başında Tolunay Kafkas sakatlanmış ve oyundan çıkmak zorunda kalmıştı. Maçın ilk yarısı 0-0 biterken, 66.dakikada Alpay Özalan Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçiren golü bir yan top organizasyonu ile attı. Maçın son 10 dakikasında önce Okan Yılmaz durumu 1-1’e getirdi. 2 dakika sonra ise Tetteh topu 0’a yakın bir yerden ağlara gönderdi ve Bursaspor maçı 2-1 kazandı. Böylece Bursaspor F.Bahçe’ye karşı 7 sene sonra ilk galibiyetini aldı. Maç sırasında yağan yoğun yağmur ise 3 günden bu yana devam etmekte olan ve 40 haneli Göktepe köyündeki 20 hanenin yanmasına neden olan orman yangınının sona ermesinde önemli bir etken oldu.

09.12.2000 Bursaspor-Fenerbahçe 2-2
Fenerbahçe’nin 4 senelik Galatasaray serisini sona erdirmek için büyük önem verdiği bu sezonun 16. haftasındaki Bursa deplasmanında maçın 30.dakikasında Anderson’un golüyle 1-0 öne geçti. Bursaspor maçın 50.. dakikasında Tayfun Seven’in kırmız kart görmesiyle 10 kişi kaldı. 64. dakikada Anderson farkı 2’ye çıkardı. Aslında maçın temposu çok düşük seviyede sürüyordu ama 85. dakikada Fatih Şen sağdan gelen yüksek bir ortaya düzgün bir kafa vuruşuyla durumu 2-1’e getirdi. (Gol Holosko’nun 2011-12 sezonunda Bursaspor’a attığı galibiyet golüne benziyordu) 89. dakikada kazanılan serbest vuruşu ise o dönem Bursaspor’da kiralık oynayan ve sonrasında Fenerbahçe’ye transfer olup 100. yıl şampiyonluğunda kupayı kaptan olarak kaldıracak olan Ümit Özat ağlara gönderiyor ve skor 2-2 oluyordu.

20.03.2009 Bursaspor-Fenerbahçe 2-1
Aragones ile yola çıkan Fenerbahçe’nin hayal kırıklığı yaşadığı sezonun 25. haftasında,  3. teknik direktörü olarak Ertuğrul Sağlam’ı getiren Bursaspor’la karşılaştığı maçta 4. dakikada Guiza ile öne geçen Fenerbahçe oldu. 86. dakikada, kısa bir süre önce erken doğan ikiz bebeklerini kaybeden Tuna Üzümcü’nın golüyle maç 1-1’e geldi. Ardından 90+4’te Sercan Yıldırım’ın düşürülmesiyle hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı kaleci İvankov gole çevirerek skoru 2-1’e taşıdı.

16.01.2013  Bursaspor-Fenerbahçe 2-3
Kupadaki buluşmada "Bursalı" Gökhan'ın golüyle F.Bahçe ilk yarıyı önde kapattı. İkinci yarıya baskıyla başlayan Bursaspor Pinto'yla beraberliği sağladı. Gökhan Gönül bir de kendi kalesine atarak skoru Bursaspor lehine 2-1'e getirdi. Oyuna sonradan giren Christian ve Sow'un etkili oyunları son 15 dakikada skora yansıdı. Şener Özbayraklı'nın kendi kalesine ve Baroni'nin golüyle maç 2-3 bitti. Bu maç diğer örneklerden farklı olarak her iki tarafın da geri dönüş yaptığı bir maçtı.

15 Mart 2012 Perşembe

3-1'den tur gelir mi? (BJK-Atletico)

Beşiktaş'ın Atletico Madrid önünde turu geçip geçemeyeceği gündemin önde gelen maddesi. Peki Türk takımları olarak elemeli turlarda 3-1'lik deplasman yenilgilerine karşı 2. maçlarda ne gibi skorlar almışız bakalım:
Şampiyon Kulüpler Kupası / Şampiyonlar Ligi
1956-57: GS-Dinamo Bükreş:     2-1
1964-65 FB-DWS Amsterdam:   0-1
1982-83 BJK-Aston Villa:           0-0
1989-90 FB-Sparta Prag:          1-2
2005-06 TS-Anorthosis:            1-0
2006-07 FB-Dinamo Kiev:          2-2

Kupa Galipleri Kupası
1988-89 Sakaryaspor-Frankfurt:0-3

Fuar Şehirleri/ UEFA Kupası / UEFA Avrupa Ligi
1968-69 Göztepe-OFK Beograd:  2-0
1992-93 GS-AS Roma:                    3-2
1994-95 GS-Sparta Prag:                1-1
1996-97 BJK-Valencia:                     2-2

Görüldüğü gibi bugüne dek 10 kez düştüğümüz bu durumdan 1 kere turla çıkabilmişiz.

7 Mart 2012 Çarşamba

Statüde (2li averaj ) boşluk mu var?

Spor Toto Süper Lig (STSL) statüsünde (Resmi ismi: Süper Lig Müsabakaları Statüsü) Play-Off maçları sonunda oluşabilecek puan eşitliği durumunda uygulanacak eşitlik bozma yöntemleri açıklanmış. Buna göre (TFF resmi internet sitesinden alınmış hali ile)
2 takımın puanlarının eşitliği halinde:

I. Kendisine yarım puan eklenen takım varsa bu takım sıralamada bir altta yer alacaktır.
II. Bu durum söz konusu değil ise, takımların Lig Grubunda ve Play-Off Gruplarında birbiriyle oynadıkları toplam 4 müsabakadaki puan üstünlüğüne bakılır.
III. Takımların kendi aralarındaki Lig Grubu ve Play-Off Grupları müsabakalarında puan eşitliği varsa, kendi aralarındaki bu müsabakalardaki gol averajına bakılır. Kendi aralarındaki maçlarda atılan gollerde eşitlik varsa, deplasmanda fazla gol atan takım üstün sayılmaz.
IV. Takımların kendi aralarındaki Lig Grubu ve Play-Off Grupları müsabakalarında puan ve gol eşitliği devam ediyorsa, 34 hafta oynanan Lig Grubundaki puan sıralamasında üstte olan takım üstte yer alacaktır.

2. maddedeki aralarında oynanan 4 maçta alınan puanlar kısmı için şöyle bir örnek düşünelim:

14. Hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 3-1 (oynandı)
31. Hafta: Fenerbahçe-Galatasaray 0-1 (varsayım)
Play-Off: Galatasaray-Fenerbahçe 0-1 (varsayım)
Play-Off: Fenerbahçe-Galatasaray 1-0 (varsayım)

Bu durumda aralarındaki bu 4 maçt sonunda Galatasaray ve Fenerbahçe 6’şar puan alır. G.Saray +1 averajla F.Bahçe’nin (-1 averaj) üzerinde yer alır.

Ancak Statünün 3. maddesinin 7. kısmında şu cümle geçiyor:

(7) Play-Off müsabakalarına katılma hakkını elde eden takımlar, Play-Off Gruplarına 34 haftalık Lig Grubunda elde ettikleri puanların yarısı ile başlarlar. Lig Grubunda elde edilen puanların yarısının buçuklu olması halinde bu puana yarım puan eklenir.

Bu cümleden yola çıkarak nasıl ki Play-Off’a puanların yarısı taşınıyorsa, 2li averaj hesabında da yarısı taşınabilir mi sorusu aklımı karıştırıyor. Eğer öyleyse, yukarıda verdiğim örnekte Galatasaray toplamda 3 puan alırken Fenerbahçe 6 puan alıyor ve puan eşitliği noktasında avantaj sağlıyor. Yani kuralın farklı yorumlanması sonucunda farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Hukukçu değilim ama bir hukukçunun bu noktasını değerlendirip itiraz etmesi ihtimal dâhilindedir. Verdiğim, (GS-FB) bir örnekti ve diğer takımlar arasında da oluşabilir.

Federasyonun bu noktaya açıklık getirmesi gerektiğini düşünüyorum.

5 Mart 2012 Pazartesi

Bilerek görülmüş kart= yerinde yapılmış faul

Alex’in G.Birliği önünde gördüğü sarı kartla önceki haftalarda gördüğü 3 sarı kartın silinmesi, takip eden haftada oynanacak Ankaragücü maçında cezalı olması ve 2 hafta sonraki G.Saray maçında cezasını tamamlamış halde sahaya çıkabilecek olması gündemin ana tartışma maddelerinden. Konuyu tartışma tarafına getiren etken ise Alex’in kartı bilerek gördüğünün iddia edilmesi ve bu sebeple TFF’nin sezon başındaki talimata eklediği madde dolayısıyla (ceza sınırında olan oyuncunun bilerek kart görmesi durumunda 2 maç ceza verilmesi) G.Saray maçında oynamaması gerektiğinin savunulmasıdır.


Meseleye bakış açısı taraflara göre değişmekle birlikte Alex’in bu hareketi bilerek yapması (bilerek yapmışsa) aslında sahalarımızda “bilerek” yapılan birçok ihlalden çok farklı değil kanımca. Bir taraftarın, tuttuğu takımın, ani atakla karşı karşıya kaldığında oyuncusunun yaptığı faule, “yerinde yapılmış bir faul” ve/veya “yerinde görülmüş bir sarı kart” dediğine çokça şahit oldum. Bana kalırsa buradaki iki konu birbirine “bilerek yapılan ihlal” noktasında çok benziyor. Aynı no'lu maddeler birbirinin eşleniğidir.

1-) Örneğin eksik yakalandığınız bir hızlı hücumu orta sahada kesmezseniz, rakip takım tehlikeli bir atak gerçekleştiriyor ve bu da sizin gol yeme oranınınızın daha fazla olması demek.
2-) Atağı kestiğinizde kısa vadede kendi takımınıza zarar ediyorsunuz: Rakip takım serbest vuruş kullanıyor ve bir oyuncunuz sarı kart görüyor. (bir çok spikerin de özellikle Avrupa maçlarında bu hareketi onaylayan sözleri var)
3-) Uzun vadede ise size bir avantaj sağlıyor zira savunmanız yerini alabiliyor.
4-) Bunun yanında serbest vuruş sonrasında gol yemeyeceğinizin de bir garantisi yok. Alex’in gördüğü sarı kartı da bu açıdan inceleyelim. (Sarı kartı bilerek gördüğünü varsayacağım)

Alex'in durumu:
1-) Öncelikle 3 sarı kartı var ve Galatasaray maçında oynamaması durumunda F.Bahçe önemli bir gücünden yoksun olması yani kaybetme ihtimalinin daha fazla olması durumu mevcut.
2-)Burada sarı kartı görerek bir önceki örnekte olduğu gibi kısa vadede dezavantajlı oluyor: G.Birliği maçında sarı kartla oynuyor ve Ankaragücü maçında takımıyla sahaya çıkamıyor.
3-) Fakat uzun sürede kendisine avantaj sağlıyor ve G.Saray maçında sahaya çıkıyor.
4-) Ancak bunda da Alex’li F.Bahçe’nin galip geleceğinin garantisi yok.

Bu 2 olayın karşılaştırılamayacağını, zira birinin futbolun içinde diğerinin ise dışında olduğunu düşünenler olabilir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta eylemlerin “bilerek” yapılmış olmasıdır. Faul dediğimiz şey bence topu kazanmak isterken “yanlışlıkla” rakibe sert girmektir. Bu yüzden bilerek yapılmış hareket ne kadar oyun içinde olursa olsun bana göre Alex’in bilerek sarı kart görmesinden farklı değildir. Biri suçsa/hataysa diğeri de öyledir. Veya ikisi de değil.

3 Mart 2012 Cumartesi

3 Mart 2012 MP Antalyaspor-Samsunspor (2002'nin rövanşı mı)

Antalyaspor ile Samsunspor ligin 30. haftasında karşılaşıyor. Samsunspor için çok kritik bir maç olmakla birlikte Antalyaspor için de bir rahatlama arayışı niteliğinde. Bu maçı görünce aklıma 2001-02 sezonu geldi. Ligin 33. haftasına Çaykur Rize, Samsunspor ve Antalyaspor 34'er puanla 15, 16 ve 17. sırada girdiler. O hafta Samsunspor, Antalyaspor'u 2-0 yenerek ligin bitimine 1 hafta kala 2. lige gönderdi ve kendisi de son hafta öncesi rahatladı. Acaba bu maçta da bunun tersi bir durum oluşur mu?