Türkiye Kupası üzerine hafta boyu yapılan tartışmalar sonrası kendi fikirlerimi paylaşma ihtiyacı duydum. 
Öncelikle klişe halinde kullanılan "Avrupa'ya gitmenin en kısa yolu kupa" ifadesinin mevcut statüde geçerliliği kaybettiğini düşünüyorum. Bir zamanlar Avrupa'ya 3 takımın gittiği dönemde 30 küsür maçta ligde ilk 2'yi hedeflemek yerine 5-6 eleme maçıyla kupa şampiyonu olmak daha kolay olabilir. Ancak günümüzde Avrupa için ligde ilk 5 sırada olmak yeterli olabilecek iken (Fenerbahçe'nin bu sezonki cezasıyla bu sezon ilk 6 da yeterli olabilir) 13 maç sonunda (Bu sezon Avrupa'da olmayan kulüpler için 15 maç) kupa alıp Avrupa’yı hedeflemek çok cazip olmayabiliyor. Son 2 sezonda uygulanan grup sisteminde son 8'e kadar seribaşı uygulaması olması da yine birçok kulüp için heves kırıcı. Örneğin İnegölspor’un Kasımpaşa ve Gaziantepspor’u eledikten sonra hala güçlü rakiplerle eşleşmeme ihtimali olmaması motivasyon açısından dezavantaj getiriyor. Bu turda gruplara kalsalar dahi yine seribaşı (güçlü) rakiplerle eşleşmeye devam ediyorlar.
Diğer taraftan bütün bu sistemin en çok işine gelmesi gereken taraf olan yayıncı kuruluştaki programda kulüplerin kupaya gerekli önemi vermediği yönündeki eleştirileri vardı. Ancak bu yorumları anlayabilmek biraz zor. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin İstanbul’da oynadığı maçların hafta içi 19.00 gibi erken bir saatte başlaması maça gitmek isteyen taraftarlar için büyük zorluk oluştururken maçın yayıncısının haftalık dizisini yayınlaması konusunda kolaylık sağlıyordu. Maç gün ve saatlerinin planlanmasında yayıncı kuruluşların söz hakkı olduğunu düşünürsek buradan çıkarılabilecek sonuç yayıncının bu maçları diziyi feda edebilecek saatte yayınlayacak kadar değerli görmemesidir. Ek olarak Perşembe günü oynanan Bucaspor-Beşiktaş maçının G.Saray ve F.Bahçe maçının aksine A Haber kanalından yayınlandı ki aynı saatte Atv’de Kurtlar Vadisi dizisinin olduğunu hatırlatmak isterim. F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un elenmesiyle yayıncı kuruluş zarar etmiş olabilir ama diğer taraftan bu ülkede binlerce girişimci yaptığı küçük/büyük yatırımların sonunda iflas ediyor. Kaldı ki favorilerin üst turlara çıkmasını eleştirirken bu takımları eleyenlere saygısızlık noktasına gelmemek gerekir.
Kupanın statüsü ile ilgili de bazı değişiklik önerilerim var. 
  • Öncelikle grup aşamasının kalkması ve tek maçlı eleme sistemine geri dönülmesi. 
  • Ayrıca çeyrek finale kadarki eşleşmelerde maçın alt lig takımının sahasında oynanması kuralı getirilebilir. Ya da  seribaşı sistemi hepten kaldırılıp, güçlü takımların ilk turlarda eşleşmesine olanak sağlanabilir. 
  • Kupanın ülke genelinde ilgi görmesi açısından son 32 takım kaldıktan sonraki turlar hafta sonu ve buna bağlı olarak bazı lig haftaları da hafta içi oynanabilir. (Tabii ki bunun için ligin yayın ihalesinin bitmesi beklenmeli ve bir sonraki ihalenin şartlarına bu madde eklenmeli) 
  • Bir de kupanın finalinin lig bitiminden sonra oynanması lig devam ederken oluşan gürültü patırtı içinde kalmamasına yardımcı olabilir. (son 2 sezon final lig sonrası oynandı) Hatta yarı final maçları da aynı şekilde lig sonrası oynanabilir ve final four benzeri bir organizasyonla daha önceden belirlenen bir şehirde oynanıp futbolun bahar şenliği haline dönüştürülebilir.